Franz Kafka - Dönüşüm Kitap Yorumum

Kafka- Dönüşüm

Herkese Merhaba!
Bugün Franz Kafka'yı ve en önemli eserlerinden biri olan 'Dönüşüm'ü inceleyeceğiz. Bu benim Kafka'dan okuduğum ilk eser. Dönüşüm üzerine yapılmış bir sürü kaliteli eleştiriler ve incelemeler bulunmakta, bu konu üzerinde ciddi bir şekilde emekler verilmiş ve birçok kapsamlı çalışma ortaya çıkarılmış. Dolayısıyla benim burada yazmaya çalışacaklarımı sadece ilk defa Kafka okuyan ve gözlemlerini sunan biri olarak düşünün lütfen.


Öncelikle Franz Kafka, bence herkesin okuması gereken yazarlardan biri. Bilmiyorum, siz hiç yapar mısınız; ama ben bazı kitapları her insan hayatında mutlaka ( bir kere de olsa ) okumalı diye nitelendiririm. Örneğin, '1984' gibi. Çünkü bu kurallar çerçevesindeki, sıradan hayatımızda bir şeylerin bizleri düşündürmesi, bakış açımızı genişletmesi gerekiyor. Dönüşüm de öyle bir kitap bence, mutlaka okunması gerekenlerden. Elbette Kafka'nın üslubu biraz daha farklı; öyle basitçe serilmiyor önünüze tüm gerçekler. Biraz düşünmek, irdelemek gerekiyor kitabı. Sanırım bu nedenle bu kadar çok inceleme var. Kitap katman katman gibi, her bakışınızda yeni bir şeyler keşfediyorsunuz ve her katmanın altından yeni bir katman çıkıyor. Kısa ve basit gibi görünen bir hikayede aynı anda o kadar çok şeye değinmiş ki yazarımız; sanırım bu kadar ünlenmesi boşuna değil.

Kitap, dediğim gibi derin bir anlama sahip. Ben de ilk defa Kafka okuduğum için ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum, ilk seferinde sadece hikayeyi görebildim: Kahramanımız Gregor Samsa, bir sabah uyandığında kendini böceğe dönüşmüş bir halde bulur. Fakat daha sonrasında hayatındaki tüm sorumlulukları bir bir aklına gelir ve güç bela yatağından kalkar işe gitmek için. O anda 'dönüşüm'ünü çok önemsemese de ailesinin onu görmesiyle ve yine ailesinin verdiği tepkiler neticesinde bir daha eskisi gibi olamayacağını anlar. Artık o; istenmeyen, kuralların dışına çıkmış, sıradan olmayan ve bu nedenle ailesini utanca sokan biridir. İşte bu 100 sayfa bile sürmeyen kısımda Gragor Samsa'nın trajik hikayesini okuyoruz denilebilir.
''Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.''
Benim aldığım Can Yayınları'nın 47. baskısıydı ve bu kitabın en sevdiğim özelliği başında ve sonunda ek'ler bulunmasıydı. Başında ''Kafka'yı Yeniden Çevirirken'' adlı bir bölüm bulunmaktaydı. Bu bölümde kitabın çevirisinden Kafka'nın kitapla ilgili görüşlerine kadar bir çok temel bilgiyi edinmiş oldum.Sanırım Kafka'nın aşağıdaki alıntısı her şeyi daha iyi özetleyecektir:

''Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var... Hayvana geri dönülüyor. Böylesi insanca yaşamaktan çok daha kolay. Herkes sürüye katıldığından ötürü güven içerisinde, kentlerin yollarından geçip işe, yemliklerin başına ve eğlenceye gidiyor. Tıpkı büroda olduğu gibi, sınırları iyice çizilmiş bir yaşam. Böylesi bir yaşamda mucizeler değil, yalnızca kullanma talimatları, doldurulacak başvuru formları ve kurallar var. Özgürlükten ve sorumluluktan korkuluyor. O nedenle insanlar, kendi yaptıkları parmaklıkların ardında boğulmayı yeğliyorlar.''

Gerçekten evrensel ve ebedi yapıdaki bu sözler, dikkate alınıp tekrar tekrar üzerinde düşünülecek nitelikteler benim için. Aslında Gregor Samsa da bir nevi parmaklıklar ardındakilerdendir, hayatında hep yapılması gerekenler, kurallar, sınırlar vardır. Birilerinin öngördüğü hayatı yaşamak zorundadır, ta ki dönüşene kadar. Dönüşüm'ünden sonra anlar ki farklı olabilmek, kendin olabilmek diye bir şey yoktur. Sıradanlığa uymuyorsan istenmiyorsun demektir.

''Dönüşüm'e sonsöz'' bölümü bunu daha iyi açıklar nitelikte:
''... Dönüşüm, aile kurumunun bireyi yok edici yanlarını tüm korkunçluğuyla evrensel düzeyde yansıtan bir yazın metnidir. Daha da genelinde, çizgidışı birey-sürünün dışına çıkanı ezen toplum çatışmasını en çarpıcı biçimde dile getiren bir öykü gerçekliğidir.'' (sf.87)
Çevirmenimiz Ahmet Cemal'in yazdığı bu bölüm ve özellikle son kısmı bu kitap hakkında anlatılabileceklerin en güzel özetidir diyebilirim. Ayrıca ardından yer verdikleri ''Kafka'dan Felice'ye Dönüşüm Üzerine'' ve ''Dönüşüm ile ilgili başkaca yazışmalar, günce notları ve Konuşmalar'' adlı iki bölüm de kitabın özümsenmesine katkı sağlamış diyebilirim.

Son olarak yazmadan geçemeyeceğim şu alıntılarla bitirmek istiyorum; umarım sizler de beğenerek alır, severek okursunuz...

''Dönüşüm, hiyerarşi ve otorite düşüncesiyle temellenen, bu amaçla sözü edilen düşünceyi önce aile kurumu içerisinde odaklaştıran toplum içerisindeki bireyin tragedyasıdır.'' (sf. 88)
''Kafka'nın gerçekte hemen tüm eserlerinde var olan gülmece öğesi, burada da eksik değildir: Çünkü burada sözü edilen 'hayvan', asıl ya da olması gereken insandır!        Birey olmasını başaranlara düşman kesilen son toplumlar ve bu toplumların en güçlü temeli olan, çocuklarının hep iyiliğini, gerçekte ise sürekli köleliğini isteyen son aile yapıları yeryüzünden silinene değin, Kafka'nın Dönüşüm'ü geçerliliğini ve güncelliğini koruyacaktır.'' (sf. 89)

Yorumlar

  1. Merahaba,
    Çok güzel bir paylaşım olmuş :)
    Blogunuz çok güzel, tebrik ederim...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba
    Çok güzel tanıtmışsın kitabı. Merak ettim.

    YanıtlaSil
  3. hangi kafada yazılmış yahu
    adam müthiş..
    ne denir ki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim ama 'hangi kafada yazılmış'derken neyi kastettiğinizi anlayamadım..

      Sil
  4. blogunuz harika,takipteyim bana da beklerim!
    sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ben de en kısa zamanda ziyaret edeceğim sizi :)

      Sil
  5. Okumadığım bir kitap olunca, paylaşımlarda ilgimi çekti. Anlatımınız ve kesitler yerinde olmuş. Okumaya özendirdiğine göre amacına ulaşmış:) Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, umarım siz de okur ve beğenirsiniz :) Sevgilerle :)

      Sil
  6. merhaba.
    bu kitabi okumayi gercekten cok istiyorum.Sadece bunu degil Kafka nin Milena ya mektuplarini ve şato sunu da cok merak ediyorum. Siz de hic sıkmadan anlasilir bir sekilde ozetlemissiniz. insallah ben de firsat bulup okurum. tesekkur ederim bizle paylastiginiz icin :)

    YanıtlaSil
  7. Bu kitabi gercekten merak ediyordum.Kafkayi severim. siz de cok guzel anlatmissiniz sade ve anlasilir :) baska kitap yorumlarinizi da merak ediyorum. paylasim icin tesekkur ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, öncelikle hoşgeldiniz :) Bu güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum. Zaten yazımda belirtmişimdir ama ben tekardan tavsiye ederim bu kitabı :) Umarım en kısa zamanda okursunuz :) Ben de Şato ve özellikle Milena'ya Mektuplar'ı çok merak ediyorum. Listemde olan kitaplar onlar da, en kısa zamanda okuyacağım umarım :)Blogumda çekilişim de var ayrıca, oraya da beklerim :) Sevgilerimle :)

      Sil
  8. Hem Kamuran Şipal çevirisinden "Değişim" olarak, hem de Ahmet Cemal çevirisinden "Dönüşüm" olarak okudum. Kafka eserlerini, ikisi de çok güzel çeviriyor. Çok güzel bir eser. Aslında hepimiz, aile hayatımızda, meslek hayatımızda, ekonomik sistem içinde, bir gün Gregor Samsa'nın kaderiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu gerçekten çok ürkütücü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılıyorum, Kafka ve eserleri zaten okudukça, yorumlandıkça, tartışıldıkça daha daha anlamlar çıkarılabilecek kapasitede. Tek bir öyküyle bile bizi hangi durumlarla yüzleştiriyor, farkındalık oluşturuyor bir bakıma. Eserleriyle adım adım ilerlemeye çalışıyorum, anlamaya çalışıyorum Kafka'yı, hala.. :) Bakalım sırada Şato' su bekliyor beni, umarım onun da yorumunu paylaşabilirim sizlerle.
      Tekrar teşekkür ederim değerli yorumlarınız için, sevgilerimle:)

      Sil

Yorum Gönder

Ne düşünüyorsun, benimle de paylaş :)

Popüler Yayınlar